Hakkımda

1993 yılında İstanbul da doğdum.
Aslen Kırklareli'liyim.
2012 yılında Kırklareli Üniversitesi Dış Ticaret Bölümünü kazandım Halen öğrenimim devam etmektedir.

makaleler

AB’deki toparlanma, ihracatçının beklentilerini yükseltti

AB’deki toparlanma, ihracatçının beklentilerini yükseltti

Bu yıl yüzde 1 büyümesi beklenen AB’deki toparlanma sinyalleri Türkiye’nin ihracatına yansıdı. İlk 4 ayda geçen yılın aynı dönemine göre AB’ye yaptığımız ihracat yüzde 13.83 artarken, iş dünyasında 2023 hedeflerinin yakalanacağı umudu tekrar yeşerdi

İSTANBUL - Türkiye’nin ihracatındaki payı son yıllarda yüzde 60’lardan yüzde 40’ın altına kadar gerileyen Avrupa Birliği’ndeki canlanma, ihracatçının beklentilerini artırdı. DÜNYA’ya konuşan önde gelen ihracatçı sektörlerin temsilcilerine göre, Avrupa pazarındaki canlanmanın ihracata olumlu katkısı artarak sürecek. İhracatçılar, AB dışındaki komşu pazarlara ihracatta da artış yaşandığını belirtiyorlara
Avrupa Birliği’nde (AB) 2008 yılında yaşanan küresel ekonomik krizin ardından yeni yeni gelmeye başlayan toparlanma sinyalleri Türkiye’nin ihracatına yansıdı. Avrupa’daki bu toparlanma sinyalleri Türk ihracatçısını ve hükümet yetkililerini heyecanlandırıyor. Çevre ülkelerdeki gerek ekonomik gerekse siyasal krizler Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşma konusunda yavaş kalmasına yol açmıştı. Şimdi Avrupa’daki toparlanmayı gören iş dünyasında 2023 yılına dair 500 milyar dolarlık ihracat hedefinin yakalanabileceğine dair tekrar umut yeşerdi. 
Türkiye’nin AB’ye yaptığı ihracat 2012 yılının ilk 4 ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7.16 azalırken, geçtiğimiz yıl ilk 4 ayda AB’ye yapılan ihracatta sadece yüzde 2.23’lük artış yaşanmıştı. AB’de yüzde 1’lik büyüme beklentisi ise Türkiye’nin AB’ye yaptığı ihracata bu yılın ilk 4 ayında yüzde 13.83’luk artış olarak yansıdı. Geçtiğimiz hafta DÜNYA Gazetesi ve DHL Express işbirliğiyle düzenlenen “İhracatın Yıldızları” yarışmasının ödül törenine katılan Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da Avrupa’daki toparlanmaya dikkat çekmişti. Törendeki konuşmasında bu yıl Euro Bölgesi’nin yüzde 1’lik büyümeyi yakalayacağını ifade eden Babacan,”Avrupa’daki bu zayıf toparlanma dahi, bizim son 4-5 aydır ihracat rakamlarımıza oldukça olumlu katkıda bulundu. Bu toparlanma sürdürülebilir bir toparlanma olursa, ekonomimiz ve ihracat potansiyelimiz açısından çok faydalı olacak” demişti. 
Toparlanma sürerse 2023 yakalanabilir 
ABD’de işlerin dengesel olarak yürütülüyor olmasının AB’ye daha rahat hareket etme şansı tanıdığını bildiren İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanı Murat Akyüz, AB’nin bu kozu kullanarak toparlanmaya başladığı söyledi. AB’de ciddi bir tüketim toplumu olduğunu belirten Akyüz, “Bu nedenle oradaki yüzde 1’lik bir büyüme bile çok ciddi şekilde bize yansıyor. Eğer Avrupa’daki toparlanma sürdürülebilir olursa, çevresel faktörler nedeniyle ilerlemede yavaş kaldığımız 2023 hedefl erini yakalayabiliriz” dedi. AB’deki toparlanmanın sinyallerinin 2013 sonundan itibaren gelmeye başladığını aktaran Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği (TET) Başkanı Fatih Kemal Ebiçlioğlu, sektör genelinde ihracatın iyileştiğine dair yorumlar aldıklarını belirtti. Bu nedenle LCD TV’lerin ihracatında artış beklediklerinin altını çizen Ebiçlioğlu, “Geçtiğimiz yıl Avrupa’daki daralma, euro/dolar paritesindeki dalgalanmalar ve tek yıllarda küresel spor organizasyonlarının azlığı TV pazarını olumsuz etkilemişti ancak 2014’te bu tablonun değişmesini ve LCD TV ihracatımızın önemli miktarda yükseleceğini düşünüyoruz. Olimpiyatlar, Dünya Futbol Şampiyonası gibi spor organizasyonları elektronik ihracatına katkı sağlayacaktır” dedi. 
Müşteriler arttı, potansiyel yüksek 
AB’ye yaptığımız ihracatın toplam ihracat içindeki payının yüzde 50’lerden yüzde 38’lere kadar düştüğünü anlatan İstanbul Demir Ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Başkan Vekili Tahsin Öztiryaki, AB’deki toparlanmanın devam etmesi halinde bu oranların tekrar eski seviyelere gelmesini beklediğini açıkladı. Öztiryaki, şöyle devam etti: “AB’nin yanında çevre ülkelere yaptığımız ihracatta da toparlanma var. Bu gelişmelerin ihracatımız için büyük katkıları olacak. AB’de ekonomi zayıfl ayınca pazara yakınlık nedeniyle bizden mal almayanlar da bize yöneldi. Önümüzdeki dönemde bu yeni müşterilere iyi hizmet verebilirsek, bizden mal almaya devam ederler.”
Türkiye hızda öne çıktı, Avrupa bizden katma değerli ürün istiyor
Avrupa’da ekonomik anlamda büyümenin başladığına dikkat çeken Osmanbey Tekstilci İşadamları Derneği (OTİAD) Başkanı Ali Ulvi Orhan, Avrupa’nın konuşulduğu gibi parasal genişlemeye gitmesi durumunda ekonomik olarak büyüyeceğini ve euronun düşeceğini belirtti. Halen Türkiye’nin komşu ülkelerinde ciddi sıkıntıların olduğunu anımsatan Orhan, “Biz 2008'e kadar hazır giyim ihracatının yüzde 80’ini Avrupa’ya yapıyorduk. 2008 krizinden sonra pazar çeşitlendirmelerine gidildi. Şimdi tekrar Avrupa yükselişe geçti. Avrupa büyüdüğünde önümüzdeki tek sıkıntı euro düşeceği için fiyat vermek olacak” dedi. Eskiden siparişlerin 6 ay önceden verilmesine karşın artık 2- 3 ay önceden sipariş verildiğine değinen Orhan, bu nedenle Türkiye’nin hız konusunda ön plana çıktığını ifade etti. OTİAD Başkanı Orhan, artık Avrupa’nın Türkiye’den katma değerli ürün talep ettiğini belirtirken, hazır giyimde örme mallara ilginin arttığını kaydetti.
Serdar AKINCI










TÜRKİYENİN DIŞ TİCARETİ

Ticaret,ülkeler arasında yada ülke içerisindeki alışveriş bir nevi alım satım işlemlerinin tamamıdır.Ticaret kendi içersinde iki kısma ayrılmaktadır.Bunlar ithalat ve ihracattır.Bunun yanı sıra transit ticarette vardır.
Toplumlar ürettiklerini pazarlamak,üretemediklerini ise yurt dışından ithal etmek zorundadır.Dünya pazarında geniş bir şekilde yer alan ihracat ve ithalat kavramları ülke ekonomisinin gidişatını belirleyen önemli iki olgudur.
Ülkeler kendi içersinde üretemedikleri ürünleri yurt dışından satın alırlar.Buna ithalat denir.Kendi içerisinde ürettikleri ürünleri yurt dışına pazarlamalarına ise ihracat denir.Bu iki olguda dış ticareti tamamlayan önemli unsurlardır.
Dış ticaret ülkeler arasında yapılan mal ve hizmet alım satım işlemleridir.Dış ticaret günümüzde ülkeler arasında siyasi,politik manada da önemli bir konuma sahiptir.Yani ticari manada ekonomisini ulusal düzeyde sağlam temellere oturtmuş ve bu temeller üzerinde güçlü bir şekilde ilerleyen ülke siyasi manada da varlığını sağlam,bütünleşmiş temeller üzerine oturtmuş demektir.Kalkınmış ülkelerde ticaret fazlalığı vardır.Ticaret fazlalığı bulan ülkeler dünya ekonomisinde geniş yer almaktadır.Ülkelerin ekonomik gelişme seviyelerinin farklı olması dış ticaret hacmini belirlemektedir.
Türkiye’nin dış ticaretinde son yıllarda önemli gelişmeler olmasına rağmen dış alımı satımından fazladır.Yani ülkemizde dış ticaret açığı vardır.
Türkiye’nin dışarıdan satın aldığı ürünlerin başında petrol ve  endüstri ürünleri gelir.Son yıllarda Türkiye’nin dış alımının yaklaşık %40′ı makinelerden oluşmaktadır.Endüstri malları ham petrol,makineler,kimyasal maddeler,fosfat,demir,çelik,kağıt,plastik maddeler,yapay gübre başlıca dış alım ürünleridir.Türkiye bu tür dış alım yaparak dış ticarette önemli bir paya sahip olmuş ve dış ticaretteki aktifliğini göstermiştir.
Türkiye aynı zamanda dış satım yani ihracat yapan bir ülkedir.Dünya ekonomisinde ihracat önemli bir paya sahiptir.Türkiye’de bu pay içerisinde büyük yer kaplamaktadır.Türkiye’nin dışarıya sattıkları yani ihraç ettikleri arasında tarım ürünleri ve madenler önem taşımaktadır.Ancak dış ticarette madenlerin payı endüstrinin gelişmesine bağlı olarak azalmıştır.Pamuk,tütün,fındık,kuru üzüm,şeker,sigara,içki,halı,kilim ve konfeksiyon ürünleri başlıca dış satım ürünleridir.Türkiye dış ticaretteki bu potansiyeli ile gelişmekte ve dünya ticaretinde aktif bir rol oynayabilecek bir ülke olduğunu kanıtlamaktadır.Yurt dışına ihraç edilen tarım ürünleri aktif bir duruma gelmiştir.Türkiye’nin dış ticaretinde Avrupa ülkelerinin %50 civarında önemli bir payı vardır.Bu da Türkiye ekonomisinde Avrupa pazarının etkin bir rol oynadığını göstermektedir.
Türkiye jeopolitik konumu itibariyle birçok öneme sahiptir.Bunları sıralayacak olursak:
a)Dünyanın en önemli petrol rezervlerine sahip Orta Doğu ve Hazar Havzası
b)Önemli deniz ulaştırma yollarının kavşağı durumunda bulunan Akdeniz Havzası
c)Türk boğazları
d)Üç kıtayı birbirine bağlayan çok önemli bir jeopolitik konuma sahip olan Türkiye aynı anda bir Avrupa,Asya,Balkan,Kafkas,Akdeniz ve Karadeniz ülkesidir.
Türkiye yukarıda da ifade ettiğimiz gibi dünya ticaretinde coğrafi yapısı itibariyle büyük bir öneme sahiptir.Ülkeler arası dış ticarette kullanılan kara ve deniz yollarının önemli yolları noktaları Türkiye üzerinden geçmektedir.Bu da Türkiye’nin dış ticaretindeki potansiyeline katkı yaparak arttırmaktadır.
20.yy sonlarında dünyadaki köklü ve hızlı değişmeler Türkiye’ye hem farklı sorumluluklar yüklemiş hem de yeni fırsatlar açmıştır.Türkiye bugün avrupayı asyaya bağlayan avrupa kuşağında merkezi bir konuma gelmiş ve ekonomik açıdan büyük rol ve önem kazanmıştır.
Türkiye bulunduğu coğrafi ve özel konum sayesinde dünyada ender sayılan bir ülkedir.Bu konumu itibariyle Türkiye dünya ekonomisinde ağırlıklı bir şekilde yer almaktadır.
İhracat ve ithalatı tanımlayıp bu iki ticari faaliyetin Türkiye’nin dış ticaretindeki önemini arttırdığını belirttikten sonra Türkiye ve dünya ticaretinde önemli bir vasfa sahip olan tarnsit ticaretten bahsetmek istiyorum.
Dünya ticareti alım satım yani ihracat ve ithalat sayesinde kendine yeni pazarlar bulur ve ülkeler bu ticari faaliyete paralel olarak gelişir,büyür ve ülkeyi gelişmiş ya da gelişmekte olan yahut gelişmemiş ülkeler diye sınıflandırır.
Dış ticarette ithalat ve ihracat önemli paya sahiptir.Bunun yanı sıra transit ticarette dış ticaretin önemli unsurudur.Türkiye’nin dış ticaretinde de önemli konuma sahiptir.
Transit ticaret,komşu ülkelerin limanlarımızı,hava alanlarımız ve kara yollarımız üzerinden geçerek birbirleriyle yapmış oldukları ticari faaliyettir.Transit ticarette en önemli limanlarımız İstanbul,İzmir,Mersin ve Trabzon limanları ilk sırada yer almaktadır.En önemli kara yolumuz ise E-5 kara yoludur.
Türkiye özel konumu itibariyle transit ticaretin gelişmesine elverişli bir ülkedir.Asya ile Avrupayı birbirine bağlayan en kısa,en ekonomik kara yolu ülkemizden geçmektedir.Bu da Türkiye’nin dış ticaretteki aktifliğini ve önemini arttırmaktadır.Ayrıca transit taşımacılıkta,mal yüklü kara ve deniz taşıtları yükleme-boşaltma yapmadan ülke topraklarından geçtiği için hizmet giderleri karşılığında gelir sağlar.Örneğin;günümüzde Anadoludan her yıl 35-40 bin tır geçmektedir.
Türkiye gerek coğrafi konumu itibariyle gerekse ihracat-ithalat ve transit rejim itibariyle dış ticarette önemli paya sahiptir.Ülkeler arası dış ticaret yapılması Türkiye’nin bu özellikleri ile daha da kolaylaştırmaktadır.
Yeni yüzyılda Türkiye çok taraflı bir ekonomik ilişkiler ağının merkezi haline gelecektir.Öte yandan Türkiye doğu ile batı arasında çeşitli açılardan başarıyla ifade ettiği köprü vazifesini,21.yüzyılda da daha etkin biçimde sürdürecektir.Yani Türkiye dün,bugün olduğu gibi yarında dış ticarette yine önemli bir potansiyele ve öneme sahip olacaktır.













Dış Ticaret Eğitimlerinde Doğru Bilinen Yanlışla


Günümüzde ülkeler arası gerçekleşen dış ticaret hacminin yüzde yetmişinden fazlasının çok uluslu şirketler eliyle gerçekleştiğini düşündüğümüzde geriye kalan yüzde otuzluk pasta için yaşanan rekabetin sertliği hakkında tahminde bulunmak güç değil. Ülkemiz açısından düşündüğümüzde ise bir tarafta ihracat merkezli büyüme politikalarının devamı olarak 2023 ihracat hedefleri diğer tarafta ise küresel rekabette firmalarımızın nitelikli dış ticaret yönetici eksikliği dengelerin bir türlü lehimize dönmesini engelliyor. Bilindiği üzere dış ticareti bir takım oyunu olarak düşündüğümüzde farklı unsurların tümünün uyumu başarıyı getirmektedir. Bu unsurlar nedir diye düşündüğümüzde üretim-pazarlama-gümrükleme ve lojistikten oluşan dörtlü ayak ilk akla gelendir. Her biri kendi içinde önem arz etseler de dış ticaret dendiğinde dış kelimesi yerelliği aşarak uluslararasını ifade etmektedir. Bir şekilde ürün üretmektesiniz, bunu bir şekilde pazarlamaktasınız hatta günümüzde üretemediğiniz bir ürünü bile pazarlamanız mümkün iken söz konusu pazarladığınız ürünü bir şekilde de lojistik kanalı ile küresel piyasalara aktarmanız mümkündür.
Lojistik de benzer anlam ifade etmesine rağmen daha somut bir mevzuatı ve realitesi olduğundan nispeten kontrol edilebilir bir işleve sahiptir. Buna karşılık dış ticaretin gümrük ayağı maliyetler ve mevzuatının karmaşıklığı dikkate alındığında ayrı bir öneme sahiptir. Gümrükleme işlemlerinin kontrol edilebilirliğindeki zorluklarından dolayı gümrükleme faktörünü dış ticarette bahsettiğimiz üretim-pazarlama-lojistik ayaklarından daha farklı bir noktada konumlandırmamız gerektirmektedir.

Firmalarımızın üretim için hammadde ithalatları ve devamında ihracatlarında sorumluluk üstlenmek üzere kurumsal bünyelerinde organize ettikleri dış ticaret departmanları önemli görev ve risk üstlenmektedirler. Günümüzde bu derece kritik noktalarda görevli personelin dış ticaret sorumlusu, dış ticaret elemanı-dış ticaret müdürü-dış ticaret uzmanı gibi sıfatlar ile tescil edilebilmelerini sağlayacak yegane formül ise dış ticaret kurs ve eğitimleri olarak gözükmektedir. Ekonomi Bakanlığı ve AB fonları da bu düşüncede olduğundan söz konusu dış ticaret eğitimleri için firmalara KOSGEB’ler tarafından %60 ve İGEME tarafından %70 e varan teşvikler sağlanmaktadır. Bu durum ise piyasada konuyla ilgili ilgisiz tüm girişimcilerin dış ticaret eğitim faaliyetlerine yönelmelerini tetiklemiştir. Ancak plansız ve denetimsiz olarak sadece kar amacı güden bu tür girişimler son zamanlarda piyasada belli bir standarttan uzak, tescilli bir müfredatı bulunmayan ve ilgisiz konu başlıklarının dış ticaret olarak eğitimi olarak lanse edildiği bir ortamın doğmasına sebep olmuştur.

Çağtay HALAÇ


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder